İnşaat, ulaşım ve enerji projeleri bugün hem Türkiye’deki ekonomik büyümenin kilit sektörleri hem de rant üretim ve dağıtımının ana mekanizmaları. Bu projeler, birçok insanın yıllardır yaşadıkları mahallelerinden toplu olarak göç etmek zorunda bırakılması, toplumsal dokunun yıkımı, yaşam kalitesi ve ekolojik dengenin bozulması ve çevresel kırılganlığın artması gibi çok ciddi toplumsal ve ekolojik tahribatlara yol açtı.
Son yıllarda Gezi Parkı’ndan Karadeniz’in köylerine uzanan ve Türkiye’nin dört bir yanında yayılan protesto eylemleri, bu gidişatın hayatlarımızı tehdit eden karanlık yan etkilerine dikkat çekiyor. Kent mücadeleleri alanındaki, alternatif politikaları somutlaştırarak, bu mücadelelerin hükümet karşıtı bir duygusallıktan ziyade Türkiye’de yerelin yaratıcı ve müşterek bir biçimde yeniden tahayyülüne zemin hazırlamasına katkıda bulunmayı hedefliyoruz.